“Bakış Açısını Değiştirmeliyiz”
Meslek hayatımda çeyrek asrı geride bırakalı epey oldu. Bu şehrin sorunlarını, sporunu, siyasetini, sanatını, iş dünyasını, insanını artık ezbere biliyorum. Yıllardır aynı düzen devam edip duruyor. Olaylar kısır bir döngü içerisinde, birbirinin kopyası şeklinde tekrarlanıyor. Biraz sivrilen, ön plana çıkan oldu mu, yaftalama ile hemen paçasından tutup aşağıya çekmek adet haline gelmiş.
Oysa, başarısıyla, kabuğunu kırıp ön plana çıkanı aşağı çekmek yerine, ona destek olunsa, çelme takarak yavaşlatmak yerine onun kadar koşmaya çalışılsa bugün belki de Çorum her alanda “Anadolu Kaplanı” olacaktı. Haset, dedikodu, ‘benden sonrası tufan’ zihniyeti yüzünden yeterince gelişemedi bu memleket.
“Böyle gelmiş, böyle gidecek, korkarım vallah” diyor ya Erkin Koray. Gitmemeli, böyle devam etmemeli. Dur demeli artık. Bir yerden başlamalı. Başlandı da. Gencecik bir adam çıktı, ilk başkanlığında Çorum’un spordaki en büyük başarısına imza attı. Futbol takımını 1.Lig’e çıkarttı. Hem de tüm engelleme ve yalnızlaştırma girişimlerine, ilgisizliğe rağmen başardı. Çorumlular destek olmamak için kafasını kuma gömerken, o gitti, dışarıdan bulduğu sponsorlarla tarihinin en iyi kadrosunu kurup, hayalden öteye geçmeyen şampiyonluk kupasını getirdi bu şehre.
Oğuzhan Yalçın, bir şeylere “dur” dedi, yeni bir çığır açtı ama şu ana kadar değişimle ilgili bir emare göremedik. Yine destek yok! Herkes yine kafasını kuma gömdü. Genç adam yine yollara düştü, sponsorluk anlaşmalarıyla bütçe oluşturmaya çalışıyor. Epey de yol aldı.
Bu şehir, tarihinde ilk kez 1.Lig’de temsil edilecek. Ulusal düzeyde yapılan spor programlarında, sosyal medyada başka takım taraftarlarının yaptığı yorumlarda duyuyoruz, okuyoruz. Çorum FK’nın lige renk katacağını ve sürpriz yapabilecek potansiyele sahip olduğu konuşuluyor. Tabii, tüm bunlar gururumuzu okşuyor ama elin adamı madalyonun diğer yüzünü bilmiyor.
Daha önce Çorumspor, bugün de Çorum FK Çorum’un en büyük marka değeridir. Çorumspor, sahipsizlik, iş bilmez yöneticiler ve buna bağlı olarak yanlış yönetim politikaları yüzünden amatör lige kadar düştü. Çorumspor’un misyonunu bugün Çorum FK üstlenmiş durumda. Ama, bu takımın kıymeti de bilinmiyor. Çorum FK’nın şehrin tanıtımına yaptığı katkıyı ya da Çorum FK üzerinden yapacağınız reklamı hiçbir şeyle yapamazsınız. Bunu, şehri yönetenlere, iş dünyasına söylüyorum.
Ahlatcı Holding, Çorum’un en büyük firması ve marka değerlerinden biri. Gönül isterdi ki, Sayın Ahmet Ahlatcı geçen sezon vermediği desteği yeni sezon için versin. Kulübün isim sponsoru olsun. Hem kendi reklamı olsun hem de Çorum FK’ya destek olsun. “Ahlatcı Çorum FK” çok da yakışır.
İsim sponsoru demişken, sanırım şirketleşme yeterince anlatılamadı. Faydaları ve avantajlarını insanlar yeterince bilmiyorlar. Bugün, özellikle iş dünyası Çorum FK’ya şirket olması nedeniyle destek vermiyor. Yani şirket olmasını bahane ediyor. Şirket olmasının getirileri o kadar çok ki. Şirketleşmenin getirilerinden biri de gelirleri, yatırımları, kredibilite ve şeffaflığın yanı sıra sponsor çeşitliğini de aynı oranda artırmasıdır. Sponsor gelirleri artan, reklam gelirlerinde çeşitlilik sağlayan futbol kulübü, böylece asıl amacı olan futbol şubesinin başarısının sağlanması yolunda büyük bir adım atmış oluyor. Yani, şirketleşme öyle bahane edildiği gibi kötü bir şey değil. Ama maalesef, kulübü şirketleştirmekle sanki çok büyük bir suç işlenmiş gibi bir algı ve bakış açısı var Çorum’da. İnsanlar şirketleşmenin aslında iyi bir şey olduğunu ya gerçekten bilmiyorlar ya da bilmek işlerine gelmiyor.
Transfer dönemi olduğu için, en çok “kim geliyor, kim gidiyor, bütçe oluşturuldu mu?” diye soruyorlar. Başkan Oğuzhan Yalçın’ın da daha önce açıkladığı gibi, şampiyon kadronun büyük bölümü korunacak. 5-6 kaliteli yabancı oyuncu alınacak. Belki ileriye dönük 1-2 genç yabancı oyuncu da olabilir. Tabii, direkt oynayabilecek yerli oyuncular da olacak.
Bütçe çalışmalarında artık sona geliniyor. Geçen sezon olduğu gibi, sponsorlar yine şehir dışından olacak. Bütçeye göre takım ve hedef yani. Bunu görebilmek için birkaç gün daha beklemek lazım.
Yazının başında da dedim ya, Çorum ilginç bir memleket diye. Mensubu da olduğum ve kısaca ASGD diye de bilinen Anadolu Spor Gazetecileri Derneği Çorum şubesi olarak 30 yaş üstü insanlara spor yaptırmak, kaynaşmayı sağlamak amacıyla 26 yıldır “Orta Kuşak” adı altında futbol turnuvası düzenliyoruz. Bu turnuvanın Türkiye’de başka bir örneği yok. Genel merkez toplantılarında ve başka illerden meslektaşlarımızla sohbetlerimizde hep övgü alıyoruz, takdir ediliyoruz, örnek gösteriliyoruz. Maalesef, bu sene herkese bir haller oldu. Sahaya girince tanıyamaz olduk çoğu insanı. Hani ortada büyük bir ödül olsa onu da bir yere kadar anlayacağım ama bir teneke kupa ve madalyadan başka ödül de yok. Ama bakıyorsunuz şiddet, küfür, hakaretler havada uçuşuyor. Daha da üzücü olan, fitili ateşleyenler, ortalığı karıştıranlar genelde eski sporcular. Bu daha çok üzüyor insanı. Örnek olması, yardımcı olması gerekenler ısrarla turnuvanın sonunu getirmeye yönelik davranışlar sergiliyorlar. Dedim ya, bakış açısını değiştirmek, eldekinin kıymetini bilmek lazım diye. Yoksa bu turnuvayı da kaybedecek Çorum.